MEMUR-SEN'İN TORBA KANUN HÜKÜMLERİNE İLİŞžKİN DEĞERLENDİRMESİ
Eklenme tarihi : 30.11.-0001 00:00:00 - 1782 Okunma
TORBA KANUNU'NUN ALT KOMİSYONDA KABUL EDİLEN ޞEKLİ ESAS ALINARAK

657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA DEĞİŞžİKLİK YAPAN VE KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİa  DİĞER HÜKÜMLERİNE İLİŞžKİN DEĞERLENDİRMELER

MADDE 70- 1/7/1964a  tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa eklia  (2) sayılı tablonun a€œV-Kurumlarla ilgili kağıtlara€a  başlıklı kısmının sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir. a€œ25.a  Kamua  kuruma  vea  kuruluşlarınına  merkeza  vea  taşraa  teşkilatıa  ilea  dönera  sermaye işletmelerinin kadrolarında ve sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen sözleşmeli personel ile yapılan hizmet sözleşmeleri.a€

2010 yılı Toplu Görüşmeleri'nde Memur-Sen Konfederasyonu'nun talebi olarak toplu görüşme masasına getirilen ve görüşmeler sonucunda Memur-Sen ile Kamu İşveren Kurulu arasında imza altına alınan 2010 Yılı Toplu Görüşme Tutanağı'nın eki I Sayılı Listenin 9 uncu maddesinde yer verilen hükmün gereğinin yerine getirilmesi amacıyla Kanun Tasarısında yer verilen bu madde; sözleşmeli personelden istihdamlarına esas sözleşmelerinden damga vergisi alınması uygulamasını kaldırıyor. Bu düzenlemeyle birlikte, sözleşmeli personelden imzaladıkları sözleşme nedeniyle damga vergisi tahsili uygulaması kaldırılıyor.

MADDE 73- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 64 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œKademe ve kademe ilerlemesi:

MADDE 64- Kademe; derece içinde, görevin önemi veya sorumluluğu artmadan, memurun aylığındaki ilerlemedir.

Memurun kademe ilerlemesinin yapılabilmesi için bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olması ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması şartları aranır.

72 nci madde gereğince belirli bir süre görev yapmak üzere, mecburî olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara, bu yörelerde fiilen çalışmak suretiyle geçirilen her iki yıl için bir kademe ilerlemesi daha verilir. Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır. İki yıldan az süreler dikkate alınmaz.

Son on yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır.

a a a a a a a a a a a  Bu maddede belirtilen şartları haiz her sınıf ve derecedeki memurlar, hak kazandıkları tarihten geçerli olmak üzere ve başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bir ileri kademeye ilerlemiş sayılırlar.

Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredebilirler.

a a a a a a a a a a a  Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarınca her ay alınacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi yapmış sayılanlardan ilerlemeye müstahak olmadıkları sonradan tespit edilenlerin kademe ilerlemeleri, ilerlemiş sayıldıkları tarihten geçerli olmak üzere iptal edilir.a€

1- Kademe ilerlemesinde a€œolumlu sicil almış olmaka€ şartı (sicil uygulamasının kaldırılmasına bağlı olarak) kaldırılıyor.

2- Yine sicil uygulamasının kaldırılmasına bağlı olarak; 6 yıllık sicil notu ortalamasının 90 ve üzeri olmasına bağlı olarak yararlanılmakta olan ilave kademe verilmesi uygulaması yerine, a€œ10 yıllık süre içerisinde disiplin cezası almamış olan memurlaraa€ ilave kademe verilmesi uygulaması getiriliyor.

Sicil notuna dayalı olarak ilave kademe verilmesi uygulamasındaki 6 yıllık sürenin kısaltılması beklenirken aksine sürenin 10 yıla çıkarılması, taleplerin göz ardı edildiği izlenimi vermektedir.

3- Son dönem toplu görüşmelerinde dile getirilen taleplerden biri olan kalkınmada öncelikli illerde çalışmaya bağlı olarak verilen ilave kademe uygulamasında, bu haktan yararlanmak için zorunlu hizmet yükümlüsü olmak ön şartının kaldırılması isteniyor ve bekleniyorken, maddenin değişiklik yapılan bölümleri arasında bu talep ve beklentiyi karşılayacak bir hükme yer verilmemesi anlaşılır değildir.

MADDE 74- 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin (A) bendinin (d) alt bendi yürürlükten kaldırılmış, (B) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddenin sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.

a€œAncak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;

a a a  a a a a a a a a a a a  a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,

a a a  a a a a a a a a a a a  b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300'den az olanlar için en az 10 yıl,

a a a  a a a a a a a a a a a  c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,

a a a a a a a a a a a a a a a  hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir. Bu sürelerin hesabında; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamına dâhil kurumlarda fiilen çalışılan süreler ile Yasama Organı Üyeliğinde, belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisi üyeliğinde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dâhil yedek subaylıkta ve uluslararası kuruluşlarda geçen sürelerin tamamı ile yükseköğrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalıştıkları sürenin; Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müsteşar yardımcıları ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atanacaklar için tamamı, diğer kadrolara atanacaklar için altı yılı geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alınır.a€

a€œC) Derece yükselmesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Müşterek kararla atanmış olanların derece yükselmeleri, ilgili bakanın veya yetkili kıldığı makamın onayı ile yapılır. Üst derece kadroya atanmış olup da kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık dereceleri daha aşağıda bulunanların (45 inci maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan atamalar hariç), kazanılmış hak ve emeklilik keseneğine esas aylık derecelerinin yükseltilmeleri için, bu hâlin devamı süresince yukarıda belirtilen onay aranmaz.a€

1- Sicil değerlendirmesi uygulamasının kaldırılmasına bağlı olarak, derece yükselmesinde sicil bakımından değerlendirme yapılması şartı da kaldırılmaktadır.

2- 1-4 dereceli kadrolara derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın yapılacak atamalarda, dikkate alınacak ek gösterge oranları güncellenmektedir.

3- Derece ilerlemesindeki süre kaydı aranmaksızın 1-4 dereceli kadrolara atanabilmek için gereken hizmet süresinin hesabında dikkate alınacak sürelerde değişiklik yapılarak;

a) Belediye başkanlığında

b) Belediye ve il genel meclisi üyeliklerinde geçirilen süreler kapsama dahil edilirken, özel kurumlarda veya serbest olarak geçirilen süreler yönüyle ise ikili bir ayırıma gidilmektedir. a a a a a a a a a a a a a a a 

a a a a a a a a a a a  Bu kapsamda;

a) Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müsteşar yardımcıları ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atanacakların özel sektörde ve/veya serbest olarak çalıştıkları sürenin tamamı,

b)Diğer kadrolara atananların özel sektörde ve serbest olarak geçirdikleri sürenin, 6 yılı geçmemek üzere a¾'ünün dikkate alınması öngörülmektedir.

Özel sektörden veya serbest olarak çalışanların a€''belli görevler açısından- memurluğa geçişini (kamuoyunda bilinen adıyla özelden kamuya transferini) kolaylaştıran bu hüküm, memurluk görevlerine KPSS'na tabi olmadan geçiş imkanı sağlanacağı kaygısı oluşturmak yanında, halen kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurların kariyer ve liyakat odaklı olarak üst görevlere yükselmesinde yaşanmakta olan sıkıntının da artmasına neden olacaktır.

Kamu personel sistemi içerisinde bulunan personel, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında başarılı olmak suretiyle kariyer elde edebilirken özel sektörde veya serbest olarak çalışanların müsteşarlık dahil olmak üzere bir çok üst düzey yöneticilik görevlerine doğrudan atanmasının önü açılmaktadır.

Düzenlemeyle öngörülen uygulamanın nasıl olacağı ve bu yolla yapılacak atamaların hangi usul ve esaslarla yapılacağının madde içeriğinde sıkı kayıtlara bağlanması gerekir.

Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 59 uncu maddesinde düzenlenen istisnai devlet memurluklarının kapsamının zımnen genişletilmesi anlamına gelen bu düzenleme, 59 uncu maddenin de dolaylı olarak değiştirildiği şeklinde yorum yapmayı mümkün kılmaktadır.

Bu düzenleme, halen kamu adına hizmet üreten mevcut kamu personelini bulunduğu kadro ve göreve mahkum ederken, kamuyla hiçbir bağı olmayan özel sektör çalışanlarını ve serbest çalışanları, kamuyu tanımadan kamu hizmetini yönetme makamına taşımak ve bu sayede kamu hizmetini kabulü ve tahammülü mümkün olmayacak bir kaosa sürüklemek gibi istenmez ve engellenemez olumsuz sonuçları da beraberinde getirecektir.

MADDE 75- 657 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œYabancı memleketlerin resmî kurumları veya uluslararası kuruluşlarda kurumlarının muvafakati ile görev alacak memurlara, ilgili Bakanın onayı ile (her üç yılda bir Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince yabancı memleketlerin resmî kurumlarında on yıla, uluslararası kuruluşlarda yirmibir yıla kadar aylıksız izin verilebilir.a€

1- Yabancı memleketlerde ve uluslararası kuruluşlarda görev alacak memurlara aylıksız izin verme yetkisi'nin Başbakan yerine ilgili Bakan tarafından kullanılmasına imkan sağlanmaktadır.

2- Yabancı memleketlerde görev yapmaya dayalı olarak aylıksız izin hakkından yararlanma imkanı, a€œilgili devletin resmi kuruluşlarında görev almaa€ ile sınırlandırılmaktadır.

Yabancı memleketlerde ve uluslararası kuruluşlarda görev almaya dayalı aylıksız izin işleminin, Başbakanlık onayına bağlanması gibi gereksiz şekil şartının kaldırılması olumludur.

MADDE 76- 657 sayılı Kanunun 91 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMADDE 91- Kadrosu kaldırılan memurlar, en geç altı ay içinde kendi kurumlarında niteliklerine uygun bir kadroya atanırlar. Bu memurlar, kurumlarında atama imkânı bulunmaması hâlinde aynı süre içinde başka bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bunlar, atama işlemi yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılır ve yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski kadrolarına ait malî haklardan ve sosyal yardımlardan yararlanmaya devam ederler.

Söz konusu memurların eski kadrolarına ait en son ayda aldığı malî haklar kapsamında fiilen yapılmakta olan her türlü ödemeler toplamının net tutarının, atandıkları yeni kadrolarına ait malî haklar kapsamında fiilen yapılmakta olan her türlü ödemeler toplamının net tutarından fazla olması hâlinde, aradaki fark, farklılık giderilinceye kadar, atandıkları kadrolarda veya bu kadrolardan istekleri dışında atandıkları başka kadrolarda kaldıkları sürece, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. Aylık mutad olarak yapılmayıp belirli bir dönemi kapsayan ödemelerin ödendiği tarih itibarıyla net tutarları toplamının yılı içinde çalışılan aylara bölünmesi suretiyle bulunacak tutarı, en son ayda aldığı aylık tutarına ilave edilir. Fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti ve nöbet ücreti gibi ilave bir çalışmanın karşılığında elde edilen ödemeler aylık tutarına ilave edilmez.

a a a a a a a a a a a  Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen memurların 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarından Devlet Personel Başkanlığınca tespit edilen kadroya, anılan Başkanlık tarafından kırkbeş gün içinde ataması teklif edilir. Devlet Personel Başkanlığı tarafından gönderilen atama teklif yazısının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde bu kurum ve kuruluş tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Bunlardan unvanları müdür ve daha üst olanlar ile danışma ve denetim işlevlerine ilişkin kadrolarda çalışanlar Araştırmacı kadrolarına, diğerleri ise durumlarına uygun kadrolara atanırlar.a€

1- Kadrosu kaldırılan memurların kendi kurumlarında veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki diğer kadrolara atanmasına ilişkin usul ve esaslarda kapsamlı değişiklik yapılmaktadır.

2- Bir anlamda özelleştirilen KİT'lerdeki personele yönelik uygulama, kadrosu kaldırılan memurlar için de geçerli hale getirilmekte ve Devlet Personel Başkanlığı'nın yönetiminde havuz uygulaması yapılması öngörülmektedir.

3- Kadrosu kaldırılan memurun, durumuna uygun kadroya ataması yapılıncaya kadar durumlarına uygun işlerde çalıştırılmasının öngörülmesi, memurluğun kariyer ve liyakat odaklı ve hizmet sınıfı çerçevesine dayanan bir meslek olduğu gerçeğiyle çelişmektedir.

4- Kadrosunun kaldırılması nedeniyle, başka kurumlara veya aynı kurumun farklı kadrolarına ataması yapılan memurların, eski kadrolarında almakta oldukları gelir toplamının (fazla çalışma ücreti, nöbet ücreti ve fiilen yapılan görev karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç olmak üzere)a  yeni kadroları gereğince kendilerine ödenmekte olan maaştan fazla olması halinde aradaki farkın tazminat olarak ödenmesi öngörülmektedir. Görünüşte kısa vadede mali açıdan hak kaybı oluşturmayacak gibi gözüken bu durum ilerleyen süreçte kadrosu kaldırılan memur açısından öngörülemeyecek mali kayıplara neden olabilecektir. En azından, uzunca sayılabilecek bir süre mali haklarında herhangi bir artış yapılmaması gibi (mevcut maaş durumu itibarıyla enflasyona ezdirilmek gibi) bir olumsuz durum söz konusu olacaktır.

5- Diğer taraftan, kadronun kaldırılması işleminin kurum ve kuruluşlar düzeyinde takdiri bir yetki olduğu göz önüne alındığında bu uygulamanın ilerleyen süreçte kötü niyetli kullanılması mümkündür. Bu bakımdan, devam etmekte olan bir kamu hizmetinin veya varlığı devam eden bir kamu kurumunun elinde bulunan kadroların kaldırılmasına yönelik ölçütlerin de mutlaka kanun içeriğinde ifade edilmesi gerekir.

6- Kadrosu kaldırılan memura, atanmak istediği kamu kurum ve kuruluşu açısından tercihte bulunma hakkının verilmemesi büyük bir eksikliktir. Düzenlemenin içeriğinde kendi kurumu içerisindeki bir kadroyla ilişkilendirme imkanı bulunmayan kamu görevlisinin atanacağı kadro ve kurumun re'sen Devlet Personel Başkanlığı tarafından belirlenmesi, isteğe bağlı yer değiştirme talebinde bulunabilen memurların kurum, kadro ve görev değişikliği gibi çok daha ağır sonuçlar doğuracak bir işlemde nitelikleri, yeterlikleri ve vizyonları hakkında sadece soyut bilgi ve belgeye sahip olan Devlet Personel Başkanlığı'nın insafına bırakılması anlamına gelir.

7- Ayrıca, Devlet Personel Başkanlığı tarafından veya kendi kurumu tarafından atandığı kadro dışındaki bir kadroya kendi isteğiyle atanma talebinde bulunan ve bu talebine bağlı olarak ataması yapılan kamu görevlisinin maaş farkı kaynaklı tazminat hakkını kaybetmesinin öngörülmesi, kanun koyucu eliyle aba altından sopa gösterilmesi anlamına gelmektedir.

8- Müdür ve daha üst unvanlı 'Daire başkanı, Başkan, Genel Müdür, Genel Müdür yardımcısı, Müsteşar vb.) kadrolarda görev yapmakta iken kadrosu kaldırılan devlet memurlarının, niteliği, yürütecekleri hizmetler açısından belirsiz olan a€œAraştırmacıa€ kadrosuna atanma zorunluluğu getirilmesi de anlaşılır değildir. Özel sektörde çalışanların Başbakanlık ve Bakanlıkların müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, başkanlık gibi üst düzey görevlere atanmasının öngörüldüğü bir kanun tasarısında kadrosu kaldırılan bir genel müdür yardımcısının ya da müsteşar yardımcısının a€œaraştırmacıa€ kadrosuyla ilişkilendirilme zorunluluğu getirilmesi çelişkidir.

Kaldı ki, mevcut durum itibarıyla a€œaraştırmacıa€ unvanı için öngörülen mali hakların yetersizliği karşısında, genel müdür, daire başkanı gibi üst düzey görevler yürüten ve yüksek tutarda maaş alan kamu görevlilerinin, fark tazminatı uygulamasının sona erdiği tarihten itibaren maaş yönüyle oldukça yüksek düzeyde bir kayıpla karşı karşıya kalması sonucunu doğuracak bu düzenleme, adalet ve hakkaniyet duygularını zedeleyecektir.

9- Kaldırılacak kadrolara dair kısa ve uzun vadeli bir strateji ve planlamanın bulunduğu bir kamu personel sistemimiz olmadığı göz önüne alındığında, halen görev yapmakta olan memurların geleceğe dair kariyer planlaması yapmak yerine kadrolarının kaldırılıp kaldırmayacağı yönünde öngörüde bulunmaları gerekecektir.a  Böyle bir öngörü ise, görev başındaki siyasi iktidara göre değişkenlik gösterecek kamu hizmeti anlayışı ve kamu personel sistemi uygulamaları açısından mümkün değildir.

MADDE 77- 657 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

a€œAncak özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilir.

Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür. Bu hususa ilişkin usûl ve esaslar, Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.a€

1- Özürlü personelin günlük çalışmanın başlangıç ve bitiş saatlerinin farklı belirlenme imkanının getirilmesi, a€œpozitif ayırımcılıka€ uygulamalarını mümkün kılması yönüyle olumlu bir adımdır. Ancak, bu istisnanın özürlü personel yanında bakmakla yükümlü olduğu özürlü aile ferdi bulunan personeli de kapsaması sağlanmalıdır.a 

2- Maddeye eklenen üçüncü fıkra, derinlemesine değerlendirildiğinde a€œesnek çalışma süresi ve saatleri ile görev yeri belirsizliğia€ gibi kamu hizmeti ve kamu görevlisi kavramlarıyla örtüşmesi mümkün olmayan bir risk içermektedir.

a a a  a a a a a a a  Yürütülen hizmetin özelliğine göre ifadesiyle çerçevelenen ve usul ve esaslarının Bakanlar Kurulu kararıyla belirleneceği ifade edildiği bu hüküm, görünüşte önemsiz ve sorun çıkarmayacak gibi gözükse de günlük 8 haftalık 40 saatten daha düşük bir süreyle yürütülmesi mümkün kamu hizmet türleri ve bu hizmetleri yürütecek memur kadroları ve çalışılan süre ve saate bağlı olarak daha düşük düzeyde aylık ve maaş verilmesi öngörülebilecek kamu görevlilerinin varlığına gerekçe ve dayanak yapılacak bir düzenleme olarak kullanılma riski içermektedir.a 

Anayasanın devlet memurlarının çalışma şartlarının, aylık ve özlük haklarının kanunla düzenleneceği amir hükmü karşısında çalışma saati, çalışma süresi ve görev yeri yönüyle belirsizlik içeren bir hükmün 657 sayılı Kanunun içeriğinde yer almasını kabul etmek ve makul görmek mümkün değildir.

MADDE 78- 657 sayılı Kanunun 101 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMADDE 101- Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan memurların çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenir.

Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez.a€

1- Kurumların, Günün 24 saatinde devamlılık gösteren (sağlık, güvenlik, din hizmetleri ve benzeri) hizmetleri yürüten memurların çalışma saat ve şekillerini düzenlerken Devlet Personel Başkanlığı'nın onayını alma zorunluluğu kaldırılmaktadır.

2- Kadın memurların, hamileliklerinde doktor raporuna dayalı olarak veya hamileliklerin 24 üncü haftasından ve doğumdan sonraki bir yıllık süre içerisinde gece nöbeti ve gece vardiyası verilme yasağı getirilirken, özürlü memurlara ise ancak istekleri bulunması kaydıyla gece nöbeti ve gece vardiyası göreve verilebileceği hüküm altına alınmaktadır.

3- Özürlü memurları ve hamilelik ve doğum sonrası bir yıllık dönemle sınırlı olmak üzere kadın memurlara dönük pozitif ayırımcılık öngören bu düzenleme olumlu olmakla birlikte, düzenlemenin kapsamına eşi hamile olan memurlar ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü aile bireyi olan personelin alınması daha uygun olacaktır.

MADDE 79- 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMADDE 104- A) Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi sekiz haftalık analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.

B) Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilir.

C) (A) ve (B) fıkralarında belirtilen hâller dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden düşülür.

D) Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.

E) Yıllık izin ve mazeret izinleri sırasında malî haklar ile sosyal yardımlara dokunulmaz.a€

1- Erken doğum nedeniyle doğum öncesi iznin kullanılmayan bölümünün doğum sonrasına aktarılmasına imkan sağlanmıştır.

2- Doğum sırasında veya doğumdan sonra annenin ölümü halinde, anne için öngörülen izin sürelerinin memur olan baba tarafından kullanılması imkanı sağlanıyor.

3- Erkek memura, eşinin doğum yapması nedeniyle verilen izin 3 günden 10 güne çıkarılıyor.

4- Evlilik ve ölüme dayalı mazeret izninin süresi 5 günden 7 güne çıkarılırken, ölüme dayalı mazeret izni kullanma hakkının kapsamına eşin anne, baba ve kardeşinin ölmesi durumu da ekleniyor.a  Memurun, torunlarının evliliği ve ölümü hallerinin de mazeret izni kapsamına alınması uygun olurdu.

5- Gerek mazeret izinlerinin gerekse yıllık izinlerin a€œişgünüa€ olarak kullandırılması yönünde düzenleme yapılmaması büyük bir eksikliktir. Geçmiş toplu görüşmelerde sıkça dile getirilen bu talebin, izinlerle ilgili hükümlerin büyük bölümünde değişiklik öngören bu tasarıyla karşılanması gerekirdi.a 

6- Süt izni'nin doğum sonrası analik izni bitim süresinden itibaren başlatılması ve ilk altı ay için 1.5 saatten 3 saate çıkarılması olumlu bir gelişmedir. Ancak, özellikle öğretmenlerin süt izni konusunda yaşadığı sıkıntıların giderilmesine yönelik olarak a€œSüt izninin hangi saatler arasında kaç kez kullanılacağı konusunda, yürütülen görev gerekçe gösterilerek kadın memurun tercih hakkını kullanması engellenemeza€ hükmüne yer verilmesi uygun olacaktır.

MADDE 80- 657 sayılı Kanunun 105 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œHastalık ve refakat izni:

MADDE 105- Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.

Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.

Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.

Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.

Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.a€

1- Hastalık izin süresinin belirlenmesinde memurun hizmet süresi kaynaklı farklılığa son verilmiş ve hastalığın türü ve ağırlığına dayalı olarak ikili bir ayırıma gidilmektedir.

2- Hizmet süresine ve hastalığın türüne göre 6, 12 ve 18 ay olan hastalık izni süreleri, hastalığın türü ve ağırlığı esas alınmak suretiyle 12 ve 18 ay olarak belirlenmek suretiyle arttırılmaktadır.

3- Bakmakla yükümlü olunan veya refakat edilmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş, çocuk ve kardeşlerden birinin ağır kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren hastalığa yakalanması durumunda bir katına kadar artırılabilecek bir şekilde üç aya kadar aylıklı izin hakkı getirilmektedir.

Sosyal devlet ve aile içi dayanışma açısından son derece önemli hükümler içeren bu düzenleme, tasarının bütünüyle olumlu olan maddelerinden biridir.

MADDE 81- 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMADDE 108- A) Memura, 105 inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.

B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.

C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.

D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurt içine ya da veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine, toplamı sekiz yılı geçmemek üzere görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.

E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.

F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.

G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.a€

1- Memurun bakmakla yükümlü olduğu ya da refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde kullanabileceği aylıksız izin süresi (105 inci maddede yer verilen aylıklı izin süresi haricinde) onsekiz aya çıkarılmaktadır.

2- Doğum sonrası aylıksız izin süresi 24 aya çıkarılmakta ve bu izinden babanın da yararlanma imkanı getirilmektedir. Ancak, çocukla ilgilenme sorumluluğunun yerine getirilmesine yönelik olarak süre uzatımı sağlanırken, söz konusu sürenin aylıksız izin olarak öngörülmesi a€œçocuğa bakma yükümlülüğüa€nün gereklerinin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan gelirin nasıl elde edileceği kısmını cevapsız bırakmaktadır. Bu nedenle, doğum sonrası 24 aylık izin süresinin en az 12 aylık bölümünün ebeveynlerden sadece birisi açısından da olsa aylıklı izin olarak kullanılabilmesinin öngörülmesi a€œailea€ kavramının son derece önemsendiği bir toplumun kamu idaresi açısından daha uygun olacağı açıktır.

3- Kendisi ya da eşi tarafından üç yaşından küçük bir çocuğu evlat edinmesi durumunda memura, yirmidörtay aylıksız izin kullanabilme imkanı sağlanmaktadır. Eşlerin birlikte evlenmesi ve her ikisinin de memur olması halinde yirmidört aylık aylıksız izin hakkını dönüşümlü olarak kullanma imkanı getiriliyor. Bu hükümde, evlat edinme gerçekleştiği tarihten sonraki ilk sekiz haftalık bölüm için aylıklı izin süresinin öngörülmesi gerektiği değerlendirilmekle birlikte yirmidörtaylık aylıksız izin süresinin en az 12 aylık bölümünün aylıklı izinli olarak kullanılması daha uygun olurdu.

4-a  Hizmet süresine dayalı olarak aylıksız izin talebinde bulunmak için gereken süre 10 yıldan 5 yıla indirilmekte ve aylıksız izin süresi de 6 aydan bir yıla çıkarılmaktadır. Diğer taraftan bu izin süresini bir defada kullanma zorunluluğu bir yıllık aylıksız izin süresini ikiye bölerek kullanma imkanı getirilmektedir.

Düzenlemede genel itibarıyla aylıksız izin sürelerinin arttırılması olumlu olmakla birlikte, aylıksız izin kullanan memurların bu süreyle sınırlı olmak üzerea  ticaret ve gelir getirici faaliyetlerde bulunma yasağından muaf tutulması yönünde düzenleme yapılması yerinde olacaktır. Aksi halde, aylıksız izin kullanma hakkı, bu hakkı kullanan memurlar açısından kişisel ya da aile bütçelerinde telafisi mümkün olmayacak zararlar oluşturabilecektir.

MADDE 82- 657 sayılı Kanunun 109 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMemur bilgi sistemi, özlük dosyası:

MADDE 109- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyası tutulur.

Özlük dosyasına, memurun kişisel ve mesleki bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, soruşturma, denetim raporları, disiplin cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler konulur.

Memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyaları göz önünde bulundurulur.

Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir.a€

1- Otomasyon ve doküman sistemlerinin elektronik ortamda tutulması şeklindeki fiili durumun bir yansıması olarak memur kütüğü uygulaması kaldırılmakta ve personel bilgilerinin elektronik ortamda ve otomasyon odaklı tutulması yöntemine geçilmektedir.

2- Özlük dosyası uygulaması (sicil uygulamasının kaldırılması nedeniyle sicil raporları hariç olmak üzere) devam etmektedir.

3- Değişiklik öngören maddenin üçüncü fıkrasında yer verilen a€œ... hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanındaa€ ibaresiyle kastedilmek istenen içerik ve uygulama belirsiz olduğu gibi bu ibareyle ilişkilendirilecek nitelikte bir hüküm Kanunun diğer hükümlerinde de bulunmamaktadır. Devlet memurluğunun sona erdiren neden ve hallerin belirtildiği 98 inci maddede a€œhizmet gerekleri nedeniyle hizmetle ilişiğin kesilmesi şeklinde bir gerekçeye yer verilmediği dikkate alındığında yanlış anlamalara ve/veya yanlış kullanmaya müsait olan bu ibarenin madde metninden çıkarılması uygun olacaktır.

MADDE 83- 657 sayılı Kanunun 122 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œBaşarı, üstün başarı değerlendirmesi ve ödül:

MADDE 122- Görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yapmak suretiyle; yüksek miktarda kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları tespit edilen memurlara, merkezde bağlı veya ilgili bakan, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından başarı belgesi verilebilir. Üç defa başarı belgesi alanlara üstün başarı belgesi verilir.

Üstün başarı belgesi verilenlere, merkezde bağlı veya ilgili bakan ve illerde valiler tarafından uygun görülmesi hâlinde en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 200'üne kadar ödül verilebilir.

Bu maddeye göre bir malî yıl içinde ödüllendirileceklerin sayısı, kurumun yılbaşındaki dolu kadro mevcudunun binde onundan, Gümrük Müsteşarlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü kadroları için binde yirmisinden fazla olamaz. Yıl içinde ödüllendirilen personel sayısı kurumlarınca izleyen yılın Ocak ayı sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Kamu kurum ve kuruluşları yürütmekte oldukları hizmetlerin özelliklerini göz önünde bulundurarak memurlarının başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınmak kaydıyla, değerlendirme ölçütleri belirleyebilir.a€

1-a  Teşekkür ve takdirname yerine ödüllendirme aracı olarak a€œbaşarıa€ ve a€œüstün başarıa€ belgesi verilmesi öngörülüyor.

2- 657 sayılı Kanunun mevcut 123 üncü maddesinin değişiklik tasarısıyla yürürlükten kaldırılmasının öngörülmesine bağlı olarak aylıkla ödüllendirme olarak isimlendirilen uygulama da bu madde hükmü içerisinde düzenlenmiştir.

Ancak, cezalandırmada ve başarı belgesinin verilmesinde oransal bir sınırlama öngörülmezken aylıkla ödüllendirmede, kurumların dolu kadro mevcudu üzerinden getirilen %1 ve %2'lik sınırlamada ısrarcı olunması makul görülemez.

3-Aylıkla ödüllendirme tutarının sınırının, bütün memurlar için ortak olacak şekilde ve mevcut uygulamadakinden yüksek olacak biçimde en yüksek Devlet memuru aylığının %200'ü olarak belirlenmesi de olumlu bir yaklaşımdır. Ancak, aylıkla ödüllendirme uygulamasının, a€œüstün başarı belgesi almaka€ ön şartına, üstün başarı belgesi almak için üç kez başarı belgesi almak şartına bağlandığı, aylıkla ödüllendirmeye ilişkin oransal sınırların mali yıl odaklı uygulandığı dikkate alındığında üç kez başarı belgesi almak durumunun aynı mali yıl içerisinde mi gerçekleşmesinin gerektiği tereddüdü oluşmaktadır. Bu tereddüdün kaldırılması ve ödül-ceza dengesinin sağlanmasına katkı sağlamak amacıyla a€œüstün başarı belgesia€nin münhasıran verilmesine de imkan sağlanması ve hükmün a€œüçüncü kez başarı belgesi alanlara başarı belgesiyle birlikte üstün başarı belgesi de verilir.a€ şeklinde düzenlenmesi uygun olacaktır.

4- Üstün başarı belgesine sahip olan personelin aylıkla ödüllendirilmesine ilişkin yetkinin takdiri yetki olmaktan çıkarılıp bağlı yetki şeklinde düzenlenmesi görev motivasyonu ve ödüllendirme ilkeleri açısından daha uygun düşecektir.

MADDE 84- 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin, (C) bendinin (g), (h) ve (j) alt bentleri yürürlükten kaldırılmış; (E) bendinin (a) alt bendinde yer alan a€œengellemea€ ibaresi a€œkamu hizmetlerinin yürütülmesini engellemea€ olarak, (f) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci fıkrasında yer alan a€œsicildena€ ibaresi a€œözlük dosyasındana€ ve üçüncü fıkrasında yer alan a€œiyi veya çok iyi derecede sicil alana€ ibaresi a€œödül veya başarı belgesi alana€ olarak değiştirilmiştir.

a€œf) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,a€

a a a a a a a a a a a  Tasarının TBMM'ne ilk sevk edilen şeklinde disiplin cezalarıyla ilgili olarak oldukça kapsamlı ve Devlet memurlarının iş güvenliğini tehdit edecek şekilde, mevcut fiillerin daha ağır disiplin cezalarıyla ilişkilendirilmesi yönünde hükümler mevcuttu. Konfederasyonumuz Memur-Sen'in ilgili-yetkili kişi ve kurumlar düzeyinde yürüttüğü girişimlerle, maddenin kapsamı oldukça daraltılmıştır.

a a a a a a a a a a a  Ancak, mevcut düzenlemede, takdiri hafifletici sebep olarak öngörülen a€œiyi veya çok iyi derecede sicil alana€ ibaresinin, sicil sisteminin kaldırılmasına bağlı olarak hüküm içeriğinden çıkarılması ve ödül veya başarı belgesi almak şartının getirilmesi kabul edilebilir değildir.

a a a a a a a a a a a  Diğer taraftan, iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak fiilinin, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil olarak belirlenmesi, özellikle doğrudan insan odaklı hizmet sunan hizmetleri yürütmekte olan kamu görevlileri açısından risk içermektedir. Bu hükmün, içeriğinde iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmanın yargı kararıyla sabit bulunması şartına bağlanması , gerek kamu görevlisi gerekse kamu kurumu açısından uygun olacaktır.

MADDE 85- 657 sayılı Kanunun 132 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan a€œsıralı sicil amirinea€ ibaresi a€œüst disiplin amirinea€ olarak değiştirilmiş, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

a€œAylıktan kesme cezasıyla tecziye edilenler 5 yıl, a kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca, daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.a€

1- Verilen disiplin cezalarının, sicil uygulamasının ve buna bağlı olarak sicil amiri sıfatının kaldırılmış olması nedeniyle a€œüst disiplin amirinea€ bildirilmesi öngörülmektedir.

2- Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla tecziye edilenlerin daire başkanlığı ve üstü görevlere atanamamasını düzenleyen hüküm, mevcut düzenlemenin 5 nci fıkrasını da kapsayacak şekilde değiştirilmektedir.

Diğer taraftan, özel sektörde veya serbest olarak çalışmakta iken kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticilik görevlerine atanma imkanı getirilen kişilerin, özel sektörde ve serbest olarak çalıştıkları sürelerde söz konusu disiplin cezalarıyla muhatap olmayacakları dikkate alındığında özel sektörden kamuya yönetici transferi sıklıkla kullanılan bir yöntem haline gelecektir.

Madde içeriğinde belirtilen yöneticilik görevlerine atanamamak yönüyle mevcut hükümde herhangi bir süre sınırlaması bulunmamakta iken, değişiklikle üst görevlere atanamamayla ilgili sınırlamaya süre kaydı getirilmektedir. Bu kapsamda, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması yönüyle de bir ayırıma gidilerek, aylıktan kesme cezası alanların 5, kademe ilerlemesi cezası alanların 10 yıl süreyle maddede ismen sayılan veya belirtilen görevlere atanamayacağı öngörülmektedir.

MADDE 86- 657 sayılı Kanunun 135 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œMADDE 135- Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.

İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.

İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.a€

1- Uyarma ve kınama cezalarıyla sınırlı olan disiplin cezalarına itiraz etme imkanı aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezaları için de getirilmektedir.

2- Uyarma ve kınama cezaları dahil olmak üzere disiplin cezalarına yapılacak itirazların cezanın türüne göre disiplin kuruluna ya da yüksek disiplin kuruluna yapılması uygulaması hayata geçirilmektedir.

3- Mevcut düzenlemedeki 7 günlük itiraz süresinin arttırılmaması eksikliktir. İtiraz süresinin 15 gün olarak düzenlenmesi ve itiraz öncesinde ilgililerin haklarında düzenlenen ve kendilerine disiplin cezası verilmesine esas olan soruşturma raporunu incelemesine imkan sağlamak suretiyle hak arama özgürlüğü kapsamlı eksikliğin giderilmesi gerekmektedir.

4- Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceğine ilişkin hüküm tereddüt oluşturmaktadır. Kesinleşme, verilen disiplin cezasına karşı yargı yoluna başvurma imkanının ortadan kalkması anlamına gelmektedir yoksa süresinde itiraz edilmeyen disiplin cezasının başka bir idari işlemle kaldırılmaması anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, itiraz ile yargı yoluna başvurma arasında bir bağ kurulup kurulmayacağı, itiraz yoluna başvurmaksızın yargı yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunun netleştirilmesi gerekmektedir.

Kaymakamlar tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazın valiye yapılmasına ilişkin düzenleme çelişki oluşturmaktadır. Bakan tarafından verilen uyarma ya da kınama cezasına karşı disiplin ya da yüksek disiplin kuruluna başvurulabilmek mümkünken kaymakam tarafından verilen disiplin cezasına karşı itirazın valiye yapılmanın öngörülmesi hiyerarşik yapıyla da örtüşmemektedir.a 

5- İtiraz incelemesi sonucunda verilecek kararın kabul ya da ret şeklinde oluşturulması, itirazın kabulü halinde disiplin cezası hakkında yapılacak daha alt disiplin cezası veya cezanın tamamen kaldırılması işleminin cezayı veren disiplin amiri tarafından tesisi itiraz müessesinin mantığına aykırıdır. İtirazın kabulü sonrasında disiplin amirince tesis edilecek işlemin disiplin cezasının daha alt disiplin cezasına dönüştürülmesi halinde bu yeni cezanın itiraza konu edilip edilmeyeceğine ilişkin belirsizlik giderilmelidir. Esasen, itiraz üzerine yapılacak inceleme sonucunda itiraz merci itirazı kabul etmesi halinde, cezanın tamamen kaldırılması ya da hafifletilmesine ilişkin kararı da vermelidir. Aksi halde bir itirazdan değil disiplin ya da yüksek disiplin kurulu ile istişare yapma zorunluluğundan bahsetmek gerekir. Bu bakımdan, değişiklik düzenlemesinin bu yönüyle yeniden değerlendirilmesi uygun olacaktır.

MADDE 87- 657 sayılı Kanunun 231 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œKamu personeli bilgi sistemi:

MADDE 231- Devlet Personel Başkanlığı, kuruluş kanunlarına ve bütçe türlerine bağlı kalınmaksızın, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapılarına ve personeline ilişkin konularda, gerekli gördüğü bilgi ve belgeleri kamu kurum ve kuruluşlarından talep eder.

Kamu kurum ve kuruluşları; atama, yer değiştirme, görevde yükselme, unvan değişikliği ve Devlet Personel Başkanlığınca belirlenecek diğer personel hareketlerini bildirmek zorundadır. Bu bildirim şartına uyulmaksızın gerçekleştirilecek işlemlerden herhangi bir malî hak kaybı, malî sorumluluk veya kamu zararı doğması hâlinde ilgili kurumun en üst amirine rücu edilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile istisna tutulacak kamu kurum ve kuruluşları Bakanlar Kurulunca belirlenir.a€

Bu değişiklikle Devlet Memurları Kanunu sistemi içerisine dahil edilen a€œKamu Personeli Bilgi Sistemia€nin işleyişine ilişkin hükümlere yer verilmektedir.

Bu değişiklik tasarısıyla 657 sayılı Kanunun 109 uncu maddesinde yapılacak değişiklikle paralellik içeren bu hükmün başlığıyla içeriği arasında anlamlı bir bağlantı bulunmamaktadır.

a€œKamu personel bilgi sistemia€ kavramıyla kastedilmek istenen soyut bir belge, bilge akış süreci midir yoksa kamu personelinin kişisel ve mesleki bilgilerinin elektronik ortamda tutulmasına yönelik bir belge doküman sistemi midirğ Bu sorunun cevabına madde içeriğinden ulaşılamamaktadır.a 

Kamu personeli bilgi sisteminde yer alması gereken bilgi başlıklarından birinin personelin sendika üyesi olup olmadığı, hangi sendikanın üyesi olduğu şeklindeki bilgi kayıtları olması sağlanmalıdır. Bu bilginin kurumlar tarafından sürekli güncellenmek suretiyle bilgi sistemi içerisine aktarılması, sendika üye sayılarının daha kolay ve etkin bir şekilde belirlenmesine ve ihtiyaç olduğunda kullanılabilmesine imkan sağladığı gibi 4688 sayılı Kanunun personelle ilgili işlemler ve tereddütleri gidermek konusunda yetkili kıldığı Devlet Personel Başkanlığı'nın sendikal örgütlenmeye dayalı olarak yıllardır talep ettiği Kamu Görevlileri Sendikaları Dairesi Başkanlığı'nın kurulmasının da önüne açacaktır.

Diğer taraftan, kişisel verilerin korunması ve ilgilerin rızası olmaksızın işlenememesi hükmü gereğince memurların bu sıfatlarıyla doğrudan ilgili olmayan bilgilerinin bilgi sistemi içerisinde yer alması durumunda bilgilerin korunması ve kötü niyetle kullanılmasının önüne geçilmesine yönelik olarak alınması gereken tedbirleri alma görev ve sorumluluğunun da hangi kuruma ya da kurumlara ait olacağının da bu madde kapsamında ifade edilmesi uygun olacaktır.

MADDE 88- 657 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a€œKurumlar arası geçici süreli görevlendirme:

EK MADDE 8- Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir:

a) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, memurun görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4 üncü ve daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun bulunması şarttır.

b) Geçici süreli görevlendirilen memurlar, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlüdür.

c) Geçici süreli olarak görevlendirilen memurlar, yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, aylıkları ile diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alır. Bu memurların kadroları ile ilişkileri, kendi sınıf ve derecelerindeki terfi ve emeklilik hakları devam eder.

d) Geçici süreli görevlendirme süresi bir yılda altı ayı geçemez. Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri için geçici görevlendirme süresi en çok iki yıldır; gerekli görülmesi hâlinde bu süre bir katına kadar uzatılabilir.

e) Geçici süreli görevlendirmenin, memurların mesleği ile ilgili olması şarttır.

f) Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.

a a a a a a a a a a a  Birinci fıkrada belirtilen hâller dışında memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir.a€

a a a a a a a a a a a  1-657 sayılı Kanunun mevcut halindeki ek 8 nci ve ek 9 uncu madde küçük değişiklikler yapılmak suretiyle tek bir madde haline getirilmiştir.

2- Geçici görevlendirme yapılacak kadroya ilişkin derece sınırlaması 7 nci dereceden 4 üncü dereceye çıkarılmıştır.

3- Hangi görevlere ve kadrolara görevlendirme yapılacağı, yıl içerisinde kaç personelin geçici süreli görevle başka kurumlara gönderilebileceği veya kurumda görevlendirilebileceği hususu belirsiz bırakılmıştır.

4- Geçici süreli görevlendirilen memurun, görevlendirildiği kurumun mali haklarından yararlanması engellenmiştir.

5- a€œGeçici süreli görevlendirmenin memurun mesleğiyle ilgili olmasıa€ ibaresi uygulamada sıkıntılar çıkaracak niteliktedir. Memurun mesleğinden kastedilen devlet memuru sıfatıyla sahip olduğu kadro ve unvan mıdır yoksa mezun olduğu orta ve yükseköğretim programı çerçevesinde edindiği unvan mıdırğa  Örneğin şube müdürünün geçici süreli görevlendirilmek istenmesi halinde mesleği ne kabul edilecektir.

6- Diğer taraftan, değişiklik metninin son fıkrasında, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda ihtiyaç oluşması halinde kurumların personelini re'sen geçici süreli görevlendirebileceğine ilişkin yetki, keyfi kullanıma ve mağduriyet oluşturmaya mümkün bir düzenlemedir.a  Bu düzenlemenin mutlak surette madde kapsamından çıkarılması ya da re'sen geçici süreli görevlendirmeye ilişkin sınırlamaların madde içerisinde açıkça ifade edilmesi gerekir.

7- Geçici süreli görevlendirmenin zaman bakımından sınırlanmasının mali yıl eksenli olmak üzere 6 ay olarak belirlenmesi makul değildir. Bu nedenle, geçici süreli görevlendirmeyle ilgili sınırlamanın hizmet süresi odaklı ve hizmet süresi boyunca 24 ayı geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.

8- Geçici süreli görevlendirilen memurun, kurumundaki uygulamalara (hizmetiçi eğitim, görevde yükselme, unvan değişikliği, yer değiştirme vb.) başvuruda bulunabileceği ya da katılabileceğine ilişkin bir kayda yer verilmesi uygun olacaktır.

9- Geçici süreli görevlendirilen memura, kadrosunun bulunduğu kurumda aldığı aylık ve ücretler toplamının görevlendirdiği kurumda yürüttüğü görevi yürütmekte olanların aylık ve ücretleri toplamından az olması halinde aradaki farkın geçici süreli görevlendirme tazminatı olarak ödenmesi sağlanmalıdır.

a a a a a a a a a a a a a a a  MADDE 89- 657 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.

a€œUzman istihdamı:

a a a a a a a a a a a a a a a  Ek Madde 40- A) Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıkları ile Devlet Su İşleri, Karayolları, Orman, Basın Yayın ve Enformasyon, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, Gençlik ve Spor, Maden Tetkik ve Arama genel müdürlükleri, Yükseköğretim Kurulu, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Özel Çevre Koruma Kurumu başkanlıkları merkez teşkilatında ana hizmet birimlerinde, uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilir.

*******Maddenin bu bendiyle, bent içerisinde sayılan bakanlıkların merkez teşkilatının a€'' kuruluş kanunlarında- ana hizmet birimi olarak belirlenmiş birimlerinde istihdam edilmek üzere uzman ve uzman yardımcısı kadroları istihdam edilmektedir.

Bu kadroların ihdas edilmesinin, uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilmesinin etkileri, sonuçları ve oluşturduğu değişiklikler maddenin ilerleyen bentlerinde ve düzenlemenin sonraki maddelerinde irdelenecektir.*******

a a a a a a a a a a a a a a a  B) Uzman yardımcılığına atanabilmek için; 48 inci maddede sayılan şartlara ek olarak, yapılacak yarışma sınavında başarılı olma ve sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk gününde otuz yaşını doldurmamış olma ile;

a a a a a a a a a a a a a a a  1. Adalet Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  2. Millî Savunma Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  3. İçişleri Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  4. Dışişleri Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, uluslararası ilişkiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  5. Millî Eğitim Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler, eğitim ve fen-edebiyat fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  6. Bayındırlık ve İskân Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin inşaat mühendisliği, mimarlık, şehir ve bölge planlamamı bölümlerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  7. Sağlık Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler, tıp, eczacılık ve diş hekimliği fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  8. Tarım ve Köyişleri Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler, veterinerlik ve ziraat fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  9. Enerji ve Tabii Kaynaklar Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  10. Devlet Su İşleri Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin inşaat mühendisliği, mimarlık, şehir ve bölge planlaması bölümlerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  11. Karayolları Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin inşaat mühendisliği, mimarlık, şehir ve bölge planlaması bölümlerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  12. Orman Genel Müdürlüğü Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler, orman ve ziraat fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  13. Basın Yayın ve Enformasyon Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler ve iletişim fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  14. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri ile fakültelerin sosyal hizmetler bölümünden,

a a a a a a a a a a a a a a a  15. Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  16. Gençlik ve Spor Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadî ve idarî bilimler fakültelerinden,

a a a a a a a a a a a a a a a  17. Maden Tetkik ve Arama Uzman Yardımcılığı için, en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgile
HABER 7 SON DAKİKA